Farkında mısınız ülkemizde de ve
dünyada yıllardan beri optimum tarımsal işletmeleri
oluşturmaya ve dahası büyük tarım işletmelerinin
sayısını artırmaya çalıştık. Bu yönde uygulanan tarım
politikalarında dozu da fazlası ile kaçırdık. Kırsalı
adeta boşalttık. Şehirleri bir anda taşıyamayacakları
bile karşı karşıya bıraktık. göçten boğulmuş köyler
haline getirdik. Bu insanlara şehirlerde ne iş
bulabildik ve ne de düzgün bir ev verebildik. Kırsalda
ailelerin sahibi olduğu küçük tarım işletmelerini yok
etmek için elimizden gelen çabayı gösterdik. Pazar için
üretim yapan her zaman para kazanan işletmelerin
çoğalmasını istedik. Çünkü hedefimiz dünya pazarlarında
acımasız rekabet koşullarına dayanacak bir tarımsal
üretim yapısı yaratmaktı.
Hatta tarım için kırsal kalkınma ve refahın artırılması
için harcanan kaynakları boşuna, küçük işletmeleri
pazara taşıyan kooperatifleri de serbest piyasa
ekonomisi dengesini bozan araçlar olarak gördük. Onları
birleştirmenin yolunu aramak yerine üretimden çekilmeye
zorladık. Küçük çiftçilerin sahibi olduğu kırsal amaçlı
kooperatiflerin gücünü zayıflattık. Küçük aile tarım
işletmelerini sahipsiz bıraktık, hızla yok olmalarına
neden olduk. Birde bunları başarı diye ilan ettik.
Çiftçiye verilen bazı destekler kaldırılıyor, bazıları
da büyük oranda azaltılıyordu. Büyük bir kısmı küçük
işletmelerde bu politikalardan zarar ediyordu. Kimi
üretimden çekiliyor ve bazıları da göç etmek zorunda
kalıyordu. Küçük çiftçilere destek sağlayan ve pazar
dengesini sağlayan tarımsal kamu kuruluşları
özelleştirilirken zayıflatılan kooperatifçilik hareketi
bu boşluğu dolduramıyordu. Kooperatifler yok sayılarak
pazar adeta tümüyle özel sektörün insafına
bırakılıyordu.
Tabii dünya politikalarını şekillendiren çevreler
üstünlük kurdukları uluslar arası örgütler aracılığı ile
sadece ülkemizde değil birçok ülkede bu tarz oyunlar ile
tarımı güçsüz hale sokarken, sosyal dengeleri bozarken,
kendi ülkeleri için pazar yaratıcı tarım politikaları
uygulamaları karşısında sesiz kalıyorlardı.
Bugün geldiğimiz noktada dünyada fakirlik ve yoksulluk
artmış ve açlık tehlikesi günden güne büyümüştü. Küçük
aile tarımı yapan çiftçilerin gelirleri daha da düşmüş,
şehre göçenlerde beklediklerini bulamamışlardı. Global
kriz karşısında geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere
akıl veren çevreler belki kendileri için dikensiz gül
bahçesi hazırlamışlardı. Ama kendileri de ekonomik kriz
girdabı içine girmişler, batışın eşiğine gelmişlerdi.
Dünyayı da ekonomik krize sürüklemişlerdi. Para hırsıyla
acımasızca kullandıkları doğal kaynakları ve
yarattıkları çevre sorunları ile dünyayı karşı karşıya
bırakmışlardı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi dünyanın
enerjiden sonra gıda ve su kaynaklarını yönetmeye
başlamışlardı.
Uzun yıllardan beri süren yanlış politikalar dünyada en
çok tarımsal üretime zarar vermiş, kırsalda fakirlik ve
yoksulluk daha da artmış, açlık tehlikesi daha da
artmıştı. Bu tabloyu yaratan ülkelerde de daralan sömürü
kaynakları ekonomik krizi daha da tetiklemişti. Evet
dünya bir hata yapmıştı. Tek yönlü aile tarımını ve
işletmelerini bir tarafa bırakan tarım politikaları ve
global sermayenin ekonomi politikaları çökmüştü. Sahte
refah senaryoları balonu sönmüştü. Dünya sahte
suçlamaların hâkim olduğu adı konmayan bir savaşın içine
girmişti.
Birleşmiş Milletler bu tablo karşısında aramaya
koyulmuştu. Gelinen noktada dünya iyiye gitmiyordu.
Karşı karşıya kalınan üzücü tablo karşısında 2012 yılı
Uluslararası Kooperatifçilik Yılı olarak ilan edilirken,
yoksulluk ve açlık karşısında kooperatiflerin bir çıkış
yolu olacağı duyurusu yapılmıştır. Birleşmiş Milletler
şimdide dünyayı doyuran, dünya gıda üretiminin en büyük
üretim gücü olan, bugüne kadar ihmal edilen çoğunluğu
küçük aile tarım işletmelerinden oluşan kesime dikkat
çeken bir karar almıştır..
O karar Birleşmiş Milletler 2014 Yılı Uluslararası Aile
Tarımı Yılıdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurul 66.
Oturumunda alınan bu karar doğrultusunda üye ülkelere ve
ilgili uluslararası örgütlere bu yılın dünya çapında
yaygın ve etkili olarak kutlanması çağrısında
bulunmuştur.
Bu yıl çerçevesinde büyük çoğunluğu küçük işletmelerden
oluşan Aile Tarımının gıda güvenliği, beslenme,
istihdam, doğal kaynakların yönetimi ve korunması, açlık
ve yoksulluğun azaltılması, çevre ve sürdürülebilir
kalkınmadaki konusundaki önemli rolüne dünyanın
dikkatini çekmek, kırsal alanda aile tarımı ve küçük
ölçekli tarım profilini yükseltmek amaçlamaktadır
Birleşmiş Milletlerin hedefi bu yıl çerçevesinde tüm
dünyada daha eşit ve dengeli kalkınma, sağlıklı ve doğru
gelişmeyi teşvik etmek, dünyada ve ülkelerde tarım
politikalarındaki boşluklar ve fırsatların
belirlenmesini sağlayarak, ülkelerin ulusal
gündemlerinde tarım, çevresel ve sosyal politikalarının
merkezine aile tarımını yeniden koymaktır. Ayrıca
dünyada küçük çiftçilerle karşılaştığı zorluklara karşı
çözüm yaratmak için toplumda bilinç ve anlayışı
artırmaktır. Aile Tarımını destek için etkili yollarını
belirlenmesine yardımcı olmak için ulusal, bölgesel ve
küresel düzeylerde geniş tartışma ve işbirliğini teşvik
etmektir.
Özetle dünyada büyük işletmeler yaratma fikrinin
faydadan çok zarar getirdiği, kırsaldan olan hızlı göç
ile sorunların şehirlere taşındığı görüşmüştür.
Şehirlere taşınan yoksulluk ile birlikte kırsaldaki
tarım potansiyelinin kullanılamadığı ve üretimde
beklenen artışların elde edilemediği ortaya çıkmıştır.
Bu durum dünyada açlık ve yoksulluğu önlenmesi
politikalarının zarar görmesine yol açmıştır. Dünyada
gıda üretiminin büyük çoğunluğunun küçük aile tarım
işletmeler eliyle gerçekleştiği ve bu işletmelerin bir
taraftan kendilerini beslerken ve iş imkânına sahipken,
bu yapının bozulması tüm ülkelerde sosyal ve ekonomik
sorunların ortaya çıkmasına neden olduğu görülmüştür. Bu
gerçeği gören Birleşmiş Milletler bu konuda farkındalık
yaratmak için 2014 yılını Birleşmiş Milletler
Uluslararası Aile Tarımı Yılı ilan etmiştir.
Dileriz ki bu yılın önemi dünyada ve ülkemizde tüm
taraflarca anlaşılabilsin, politikalar bir daha gözden
geçirilsin, gerçekler göz önüne alınarak geleceğe
yönelik tarım politikaları belirlenebilsin. Küçük aile
tarımı ve işletmelerinin neden korunması ve
desteklenmesi gerektiği bir daha düşünülsün..
|