GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI DÜZENLEDİ
08-12 OCAK 2018
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından düzenlenen Büyükbaş ve Küçükbaş
Hayvancılık Çalıştayı, Antalya’nın Kundu Oteller
Bölgesi’nde bulunan bir otelde gerçekleştirildi. Tarım
Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet
Özkurnaz ve Yönetim Kurulu Genel Müdür Vesile Nur Güven
de katılım gösterdiği çalıştayda, hayvancılık, yem
sektörleri ile üretici birlikleri temsilcileri ve
akademisyenlerin yer aldığı yaklaşık 300 kişi katıldı.
Çalıştayın kapanış programında konuşan Bakan Fakıbaba,
sivil toplum örgütleri, üniversiteler, bu işi yapan
üreticilerle bir araya gelmeden, onların dertlerini
dinlemeden bu işi yürütmenin mümkün olmadığını kaydetti.
Ankara’da masa başında olmakla bu işin
başarılamayacağını ifade eden Bakan Fakıbaba, eğer küçük
ve orta seviyedeki işletmelere önem vermeyip
desteklemediğimiz takdirde bu işin sürdürülebilirliğinin
olmadığının altını çizdi.
Küçükbaş işletmelerinin yanında büyükbaş işletmelerinin
de olması gerektiğine değinen Bakan Fakıbaba,
“Profosyonel takımların B takımı olmadığı, şehrinin
oyuncularına sahip olmadığı zaman dışarıdan getirilen
futbolcularla belirli yere kadar gidiyor, sonra da
tökezliyor. Ana iskeletin orta ve küçük işletmeler
üzerine kurulması ama büyük işletmelerinde hem bakanlık
hem de orta ve küçük kuruluşlar tarafından mutlaka ve
mutlaka desteklenmesi lazımdır” dedi.
Envanter çalışmalarına da değinen Bakan Ahmet Eşref
Fakıbaba, “Ne kadar büyükbaş hayvanımız var, 14 milyon,
14.5 milyon, 15 milyon, gerçekten bir sayı yok. Küçükbaş
42 milyon, 45 milyon,55 milyon, 30 milyon oluyor. Bu
konuda da gerçekten yıllardan beri çalışmamız olmasına
rağmen bazen de kendi kendimizi eleştirmeyi borç
görüyorum. İnşallah en doğru bilgileri bu sene alacağız.
Hayvan sayısıyla ilgili. Sorun nerede tam kayıt altına
alıp sürdürebilirliğimiz yok, kulak küpelerini takip
edemiyoruz. O sürdürülebilirliği sağlamak için
çalışmalarız devam ediyor” dedi.
Sorunun temelinde kırsal kalkınma olduğunu işaret eden
Bakan Fakıbaba, “Bunu gerçekleştirmediğimiz takdirde
tarım ve hayvancılıkta başarılı olmamız mümkün değildir.
Çok güzel köy planı var, ahır mükemmel, üretici
hayvanını seviyor, hayvan ona ürün veriyor,
geçindiriyor. Duşunu alıp akşam maça gidiyor. Bunlar
olmayacak şeyler mi bunları yaparız. Köysel dönüşüm çok
daha rahat ve ekonomik, daha huzurlu, mükemmel, hem
üretimi hem hayvancılığı, sanayiyi geliştirebileceğimiz
yerler. Maalesef bunun hale bilincinde değiliz. Bunlar
önceliğimiz” ifadelerine yer verdi.
Küçük işletmeler kadar büyük işletmelerinde kırılgan bir
yapısı olduğunu aktaran Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba,
“Büyük işletmeler kar payına bakıyor. Küçük ve orta
yatırımcıda bir şevk var ruh var, büyük yatırımcı haklı
olarak milyonları veriyor buradan ne kazanırım diyor.
Büyük para kazanamazsa kırılganlık çok daha fazla
olacaktır. Anında işletmesini kapatıp başka bir yatırıma
gidebilir. Örgütlenmede yetersizlik, güvensizlik var.
Üretici, çiftçi örgütüne güvenmiyor, örgüt çiftçiye
güvenmiyor, devlet örgütüne güvenmiyor. Ters bir iş,
almış başını gidiyor. Kurumsallaşmamız lazım. Açık
şeffaf ne aldım ne verdim. Açık ve net konuşmazsak çözüm
gelmez. Küçük üretici onu sömüren bir araç olarak
görüyor. Orada bir güvensizlik oluşuyor, bu güvensizliği
el ele vererek kırmamız gerekir. Gelişeceksek o örgüt
kooperatifler sayesinde gelişeceğiz” diye konuştu.
Bakan Fakıbaba, yetiştirici eğitimin de önemli
konulardan biri olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Toprağı suyla, çiftçiyi eğitimle buluşturmamız
gerekiyor. Bunları kim yapacak üniversitedeki
arkadaşlar. En büyük laboratuvarlarımız araziler,
ahırlarımız. Öğrenciler hiç aşı yapmadan veteriner
hekimi olmuş veya ziraat mühendisi olmuş. Bunları
üzülerek söylüyorum, belki de yanlışımdır. Genelde
teorikte kalıyoruz, pratikte öğrencilerimiz ve
asistanlarımız genelde faydalanmıyor.”
Buzağı ölüm oranını düşürmeden, hayvan hastalıkları,
gıda sağlığı, gıda güvenliği olmadan sağlıklı toplum
olmanın mümkün olmadığını vurgulayan Bakan Fakıbaba,
”Bırakın üretimi ithalatı, ihracatı, önce can sonra
canan. Önce benim halkımın sağlığı önemlidir. Birileri
çıkıyor, kendini bilmez bir şekilde anlatıyor, ‘Şunu
yemeyin, bunu yiyin, şu öyle olursa bu böyle olur’ yav
Allah aşkına hoca şeyiyle çıkıyorsun, milleti yanlış
yönlendiriyorsun. Yanlış yönlendirmeler var. ‘Bal iyi
değildir’. Türkiye’de üretilen bal her yerde bal. Bir
hekim olarak ne diyetten anlarım, ne diyet uzmanıyım.
Ben bir hekimim, cerrahım. Aşırıya kaçmadan, sağlıklı ve
temiz olması kaydıyla benimde düşüncem, aşırıya kaçmadan
karnınız doyduğu an bırakmak kaydıyla yiyin kardeşim.
Tereyağını, balını, zeytini, pekmezini de yiyeceksin. ‘
Yok şunu yeme bunu ye, şu şöyledir, bu böyledir.’
Ekmeğini de yiyeceksin. Kalkıp da 3-5 ekmek yiyin
demiyorum. Normal bir sınır vardır. Şuna kısıtlama getir
buna getir, insanlarda daral oldu. Acaba 50 tane zeytin
yiyebilir miyim? Böyle bir şey olabilir mi?
Yiyebildiğiniz kadar yumurta yiyin, oradan biri 6
yumurta yiyebilir miyim? 6 yumurta insan sağlığına
zarar.” dedi.
Prosedürlerin fazla olmasından yakından Bakan Ahmet
Eşref Fakıbaba, “Prosedür az olacak. Biz problem
oluşturan değil, problemi çözen bir bakanlığız. Bütün
tarım il müdürlükleri ve bakanlık evinizdir. Bakanla
görüşemeyebilirsiniz ama biz parti olarak bakanlar
olarak halkın emrindeyiz. Halk bizi seçti hizmetkar
olarak karşınıza gönderdi. Sizlerde bizlerde bu halkın
hizmetkarıyız. Bu ülkeye çok borcumuz var. Bunu 2002
yılından bu yana ödüyoruz. Bu yeterli değil. Daha fazla
çalışacağız.” dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Fakıbaba, çalıştay grubu
başkanları plaket takdim etti.
HABERLE İLGİLİ RESİMLER
|