Çiftçilerimiz, kafasına göre değil havzasına göre ekim yapacak
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Faruk Çelik, Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından
Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi konumunda olduğunu
vurgulayarak "2023 yılı için konulan hedeflere ulaşmak
için tarımsal üretimde de kaynakları verimli kullanmamız
gerektiğinin farkındayız. Bu gerçekten yola çıkarak,
'Milli Tarım' projesini oluşturduk. Başbakanımızın da
dediği gibi bundan sonra çiftçilerimiz, kafasına göre
değil havzasına göre ekim yapacak." dedi.
Bakan Çelik, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)
Oteli'nde düzenlenen, "Dünya Gıda Günü" etkinliğine
katıldı.
Çelik, burada yaptığı konuşmada, Ortadoğu'nun terörden
temizlenmeye çalışıldığını, bu noktada ülkelerin toprak
bütünlüğü düşünülerek bir yürüyüş sergilenmesi
gerektiğini belirtti. Çelik, "Şanlıurfa'nın yanı
başında, Suriye'nin Kobani diye bir Kürt şehri var.
Akçakale'nin karşısında Tel Abyad diye bir şehir var, bu
şehir ise Arapların oluşturduğu bir şehirdir.
Ceylanpınar'ın karşısında Suriye'de Resulayn diye bir
şehir var, burası da Arapların oluşturduğu bir şehirdir.
Siz tüm bu dengeleri dikkate almadan oraya ikide bir
farklı bayraklar asmaya çalışırsanız, ne Kobani'de, ne
Tel Abyad'da, ne de Resulayn'da huzurdan
bahsedebilirsiniz..." diye konuştu.
Traktörün egzozundan çıkan gazın iklim değişimine
etkisinin tartışıldığına işaret eden Çelik, "Bunu
tartışıyoruz güzel de bombaların etkisi nedir?
Bombaların insan psikolojisine ve iklime ne gibi etkisi
var, bunlar gündeme dahi gelmiyor. Yaşadığımız süreç,
normal bir süreç değil. İnsanların mutluluğu
hedefleniyorsa, bunlar bütün olarak ele alınmalı."
ifadesini kullandı.
"Genetik çeşitliliğin yüzde 75'i kayboldu"
Yeryüzünde yaklaşık 2 milyar hektarlık alanın, küresel
ısınma, iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık
tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirten Çelik, 1,5
milyardan fazla nüfusun bu tablodan etkilendiğini
bildirdi. Ortalama küresel sıcaklığın 2015 yılında 0,6
santigrat derece arttığını ifade eden Çelik, deniz
seviyesinin de 10-20 santimetre yükseldiğini bildirdi.
Bu nedenle dünyanın bazı bölgelerinin sular altında
kaldığını dile getiren Çelik, bazı kesimlerin ise su
kıtlığı yaşadığını söyledi. Su kıtlığı yaşanılan
bölgelerde, 2030 yılına kadar 700 milyon kişinin
yurtlarından olacağının tahmin edildiğini aktaran Çelik,
bu olumsuz gelişmelerden en çok tarımsal faaliyetlerin
etkilendiğine dikkati çekti.
Çelik, iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle, 20.
yüzyılın başından bu yana tarımsal ürünlerdeki genetik
çeşitliliğin yüzde 75'inin yok olduğunu söyledi. Bakan
Çelik, tedbir alınmazsa kuraklık sebebiyle mahsullerden
alınan verimin yüzde 10-25 düşeceğinin hesaplandığını
anlattı.
Dünyada israf edilen gıdanın değerinin 1 trilyon doları
aştığını dile getiren Çelik, dünyanın en zengin yüzde
20'lik diliminde yer alanların, üretilen toplam gıdanın
yüzde 76'sını tükettiğine işaret etti.
"Mazot desteğiyle kalitesiz mazot kullanımının önüne
geçeceğiz"
Türkiye'nin tarım konusunda taraf olduğu tüm
uluslararası sözleşmelere uyum için çok ciddi çaba
içinde olduğunu ve yürütülen çalışmalara öncülük
ettiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Türkiye tarımsal hasıla bakımından Avrupa'nın en büyük
tarım ülkesi konumundadır. 2023 yılı için konulan
hedeflere ulaşmak için tarımsal üretimde de kaynakları
verimli kullanmamız gerektiğinin farkındayız. Bu
gerçekten yola çıkarak, 'Milli Tarım' projesini
oluşturduk. Başbakanımızın da dediği gibi bundan sonra
çiftçilerimiz, kafasına göre değil havzasına göre ekim
yapacak."
Mazot fiyatında yapılan indirime değinen Çelik, bu
konuda çok yoğun bir çalışma yaptıklarını söyledi. Mazot
desteğiyle kalitesiz mazot kullanımının önüne
geçeceklerini ifade eden Çelik, bunun çevre kirliliğini
de önleyecek bir karar olduğunu dile getirdi.
Sulamada yaşanan sorunlara da değinen Bakan Çelik, bu
alandaki sorunların toplulaştırma projesiyle
çözülmesinin doğru olacağını söyledi. Çelik, yapılacak
yasal düzenlemeyle sulama ve toplulaştırma
problemlerinin giderileceğini belirtti. Vatandaşa
sağlıklı, ekonomik gıda arzını kolaylaştırmayı
hedeflediklerini vurgulayan Çelik, gelişmiş ülkeleri de
bu çabaya ortak olmaya davet etti.
"Gıda talebini karşılamak zorundayız"
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
Türkiye Temsilcisi Yuriko Shoji de iklim değişikliğinin
gıda güvenliğiyle ilişkisine dikkati çekti.
İklim değişikliği masaya yatırılmadan, açlık ve
yoksulluğun sona erdirilemeyeceğini belirten Shoji,
"Dünya nüfusunun 2050'de 9,6 milyara ulaşması
bekleniyor. FAO, bu büyüyen nüfusu doyurabilmek için
2050'de tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini
tahmin ediyor. Öte yandan küresel sıcaklık yükselmesini
2 derecenin altında tutabilmek için emisyonların 2050'ye
kadar yüzde 70 azalması bekleniyor. Bir başka deyişle,
emisyonları azaltırken bugüne kadar görülmemiş bir gıda
talebini karşılamak zorundayız." dedi.
"Tarımda verimliliği yakalamak zorundayız"
TZOB Genel Başkanı Şemsi̇ Bayraktar da tarımdaki yapısal
sorunların çözülmesi halinde sektörün Türkiye
ekonomisine önemli katkı sunacağını belirterek,
"Hedefimiz, Gayri Safi Milli Hasılaya 150 milyar
dolarlık katkı sağlamak. Bu hedeflere ulaşacağımıza
inanıyoruz. Eğer tarımımızı geliştirmek istiyorsak ve
dünya ticaretinden gereken payı almak istiyorsak,
verimliliği yakalamak zorundayız." diye konuştu.
İklim değişikliğinin etkilerinden çiftçilerin korunması
ve desteklenmesi için gerçekçi ve kalıcı politikalar
geliştirilmesi, küresel anlamda koordinasyon ve iş
birliği sağlanması gerektiğini söyleyen Bayraktar,
şunları kaydetti:
"TZOB olarak, canlıların ormanlara bağlı olmadan
yaşayamayacağı bilinciyle, doğal kaynaklarımızın
sürdürülebilirliğine destek olmayı amaçlıyoruz. Bu
sebeple 2012 yılında ağaçlandırma seferberliği
kapsamında Orman ve Su İşleri Bakanlığımız ile protokol
imzaladık. Söz konusu protokol kapsamında bugüne kadar
972,3 dekarda 54 bin 780 fidanı toprakla buluşturduk.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin getirdiği şartlar
daha da ağırlaşmadan, her yıl ülke çapında çok hızlı ve
etkin bir ağaçlandırma kampanyası yürütmek zorundayız."
"Türk fındığı gönül rahatlığıyla tüketilebilir"
Bakan Çelik, etkinliğin ardından basın mensuplarının
sorularını cevapladı.
Çelik, Coldiretti'nin, Türk fındığını ithal edilen en
tehlikeli ürünler listesine koymasına ilişkin soru
üzerine, "(Fındık) Gönül rahatlığıyla tüketilebilir.
Bunlar büyük ölçüde politik değerlendirmelerdir,
piyasayı etkileme değerlendirmeleridir. Bunlara kulak
asılmaması gerekir. Herkes pazar elde edebilmek için bu
şekilde kampanyalar yürütüyor. Bunların aslı astarı
yok." diye konuştu.
Fındıkta üretici satış fiyatının 11 lira seviyesinde
olduğuna dikkati çeken Çelik, üreticiye desteklerini
sürdürdüklerini ve fiyatların yükseleceğini söyledi.
Çelik, ayrıca sektör temsilcileriyle görüştüklerini,
bakanlık bünyesinde fındıkla ilgili özel birim
oluşturduklarını kaydetti.
Enflasyon sepetindeki gıda ürünlerinin ağırlığının
azaltılmasına yönelik çalışmalara ilişkin soruya ise
Çelik, "İlgili komisyon kuruldu. Azaltılması şeklinde
bir durum henüz söz konusu değil. Bu konuda bir çalışma
yapılacak. Gıda enflasyonu diye ifade edilen konudaki
aksaklıklar giderilerek bu oranın düşürülmesi
sağlanacak." cevabını verdi. |