Son yıllarda Birleşmiş Miletlerin
yaptığı en güzel ve yerinde çalışma her yıla bir anlam
yüklemek, insanlığı global sorunlar karşısında uyarmak,
farkındalık çalışmalarına öncü olmaktır. Dünyada siyasi
ve ekonomik ortam büyük güçlerin gölgesinde,
uluslararası şirketlerin baskısıyla şekillense de hiçbir
şey gerçeklerin örtülmesini mümkün kılmamaktadır. Hatta
insanlık ve çevre değerlerini hiçe sayanlar timsah
gözyaşları içinde zarar verdikleri insanlık ve çevrenin
korunması ile ilgili çalışmalarda katılmaktan geri
durmamaktadırlar. İşin üzücü tarafı yaratıkları olumsuz
tablodan bile bir rant elde etme güdüsü içinde
davranabilmektedirler.
İnsanlığın var oluşundan beri bizi ayakta tutan, bizlere
hayat veren, dini ve kültürel değerlere göre en kutsal
sayılan topraklar artık tehlike altındadır. Gıda
güvenliğimizin ve varlığımızın en büyük dayanağı ve
sigortası olan toprak kaynakları tehlike sinyalleri
vermektedir. Tarım alanlarının sonuna gelindiği gibi
birçok tarım alanı da hatalı ve amaç dışı kullanımın
kurbanı olmuştur. Bazı ticari ve siyasi çevrelerin maddi
ve siyasi menfaatleri çerçevesinde toprakları koruyucu
yasalar hiçe sayılmakta, halkı hiçe sayarak delinmekte,
insani ve dini değerler çok kolay göz ardı edilmektedir.
Bir taraftan ülkelerde her yıl toprak günü kutlanırken,
diğer taraftan da tarım ve orman alanlarına sanayi
bölgeleri, şehirler, maden kazıları, havaalanları ve
yollar yapılmaya devam etmektedir. 21 yüzyılda hız
kazanan adı konmamış savaşlara milyarlarca dolar paralar
akıtılırken, insanları ve doğayı koruyucu söylevler ve
projeler hiç inandırıcı görünmektedir.
2013 yılında yapılan Birleşmiş Milletler (BM) 68. Genel
Kurulu’nun da aldığı bir kararla 2015 yılını
Uluslararası Toprak Yılı olarak kabul etti. Bu yıl
kapsamında BM üye ülkelerinden yıl boyunca yapacakları
faaliyetleri ile bir ölçüde kooperatifler yılı ve aile
tarımı yılındaki beklentileri tamamlayan beklentileri
ortaya koydular. Bu beklentiler toplumda toprağın insan
hayatı için anlam ve önemi konusundaki farkındalıklarını
artırmak, toprağın gıda güvenliği konusundaki hayati
önemini ortaya koymak, son yıllarda dünyanın en
öncelikli konusu olan iklim değişikliklerinde uyumu ve
etkilerinin hafifletilmesini sağlamak, Temel ekosistem
hizmetlerinin yerine getirilmesi, Dünyada yoksulluğun
azalması ve sürdürülebilir gelişme hakkında toplumun
eğitilmesi, Toprak kaynaklarının korunması, sürdürebilir
şekilde yönetilmesi, bütün bu süreçleri verimli bir
şekilde sürdürecek politikaları desteklemesi,
Sürdürülebilir toprak yönetim etkinlikleri ve farklı
arazileri kullanan grupları destekleyecek yatırımlara
teşvik ve destekler, Toprak veri tabanının küresel,
ülkesel, bölgesel düzeyde toplanması konulardı.
FAO Genel Direktörü José Graziano da Silva 5 Aralık 2015
tarihinde kutlanan Dünya Toprak Günü için yaptığı
açıklamada insanlığın “sessiz dostu” olan toprağa
yeterince önem verilmediğini belirtiyordu. Sağlıklı
toprakların sadece gıda, yakıt ve tıbbi ürünlerin
kaynağı olmakla kalmadığını; ekosistem için şart olmakla
birlikte, suyun filtrelenmesi, karbon döngüsü ve karbon
depolanması gibi konularda, sel ve kıtlık gibi felaket
zamanlarında toprakların kritik bir rol oynadığına
değiniyordu. Birleşmiş Milletler’in 2015 yılını
Uluslararası Toprak Yılı kutlama çalışmaları
çerçevesinde toprağa yönelik farkındalığı arttırmak ve
kritik öneme sahip bu kaynağın sürdürülebilir
kullanımını teşvik etmek için faaliyetler
gerçekleştirileceğini açıklıyordu.
Dünyada 805 milyondan fazla açlık ve yetersiz
beslenmeyle karşı karşıya kalan insan bulunduğunu
belirtiyordu. Dünyadaki nüfus artışı karşısında gıda
üretiminin yüzde 60’lık bir büyümeyi de zorunlu
kıldığını, buna karşılık dünyadaki toprak kaynaklarının
yüzde 33’ünün verimsiz olduğuna dikkat çekiyor.
Tehlikenin kritik aşamaya geldiğini söylüyordu. Tüm
insanlar için hep birlikte yürütülen sürdürülebilir bir
kalkınma hedefi doğrultusunda 2015 yılı boyunca tüm
insanları topraklar için aktif rol almaya davet
ediyordu.
Silva 1 cm toprağın oluşması için 1000 yıllık bir zaman
dilimine gerek duyulan toprakları “hemen hemen unutulmuş
bir kaynak” olarak tanımlıyordu. Sürdürülebilir toprak
yönetimi için yapılacak yatırımın sonradan yapılacak
onarımdan daha ucuz olduğuna değinerek, toprak için
verilecek bu çabanın “gıda güvenliği, beslenme, iklim
değişikliği ve herkes için sürdürülebilir kalkınmayı
sağlamak için önemli olduğunu açıklıyordu. FAO Genel
Direktörü Silva açıklamaları ile 2015 yılında
Uluslararası Toprak Yılı çerçevesinde yapılacak
faaliyetlerde dünyanın nelere nasıl dikkat etmesini
belirtiyor. Artan tehlike karşısında ülkelere duyarlı ve
dikkatli olmalarını işaret ediyor.
Belki dünya toprakların korunması konusunda geç kaldı.
Hayati öneme sahip ciddi miktardaki toprak kaynakları
kayboldu. Diğer taraftan BM ve FAO’nun tüm uyarılarına
karşın halen de yanlış uygulamalara devam edilmekte.
Hatta gözleri paradan başka birşey görmeyen çevreler
yasa ve yönetmelikler ile mahkemelerin verdiği kararları
bile bir yolu bulunup deliyorlar. Ama dünyayı bekleyen
tehlike hız kesmeden gün geçtikçe artıyor. Tüm
bireylerin ve makam sahiplerinin bilimsel gerçekleri
dikkate alarak bu gidişe karşı dur deme zamanı gelmiş ve
geçmiştir. Ama zararın neresinden dönülürse dönülsün
insanlık için kardır. Toprakları koruyucu ve sağlıklı
ürünler üretilmesine imkan verici tedbirlerin bir an
önce yaygın şekilde uygulamaya konulmalıdır.
Toprakların amaç dışı kullanımına tüm toplumun karşı
durulmalıdır. Bu konuda devletçe yapılan uygulamaların
sağlıklı şekilde işleyebilmesi içinde sivil toplum
örgütlerinin takibi ve önerileri önemlidir. İktidarlar
toprak ile ilgili uygulamaları konusunda sivil toplum
örgütlerinin görüşlerine doğrudan karşı çıkmak yerine
dikkate alıp değerlendirmelidirler. Dünyadaki çiftçi
örgütlerini çatısı altında toplayan World Farmer
Organization ile Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin
sektör örgütü olan Uluslararası Tarım Kooperatifleri
Örgütünün (ICAO) 2015 Uluslararası Toprak Yılına büyük
önem vermektedir. Ayni BM’nin üye ülkelere duyurduğu
gibi bu kuruluşlarda üye tüm örgütlere yıl boyunca
Toprak Yılı ile ilgili farkındalık faaliyetleri
yapmalarını ve destek olmalarını istemiştir.
Ülkemizde de başta tarımsal kalkınma kooperatifleri ve
örgütler olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerinin
konuya önem vermeleri gerekmektedir. Çünkü en çok toprak
sorunlarının yaşandığı ülkelerden biri de ülkemizdir. Bu
topraklarda varlığımızı korumamız için öncelikle
topraklarımızı korumak hepimizin görevidir.
Dileyelim ki BM 2015 Uluslararası Toprak Yılımız güzel
ve verimli geçsin. Bu yıl yapılan farkındalık
çalışmaları ile insanlık için gerekli mesajları alsın.
Sağlıklı toprağın sağlıklı yaşam olduğu gerçeği en iyi
şekilde anlatılabilsin ve anlaşılsın..
|